17 Ağustos 2013 Cumartesi

2 ve 8 Yaş Hâlleri

17 Ağustos 2013, 15:05

 
 
 
  • ...

    2 ilâ 8 YAŞ Halleri

    Egeberk Anaokuluna 01.08.2013 günü başlayan Masal'ı 3-6 yaş grubuna kaydettiler. Zira daha küçükler için kreş uygulaması yoktu. Gülten'e 24 aylık olan çocukların üç yaş grubu sayıldıklarını anlatmakta bir hayli zorlandım.18-24 ay dönemi çocuklarımız için başka bir kritik dönemi temsil eder. Artık kendilerini annelerinin bir parçası olarak görmek yerine dünya üzerinde herkesten farklı bir birey olarak görmeye başlarlar. İlgi ve ihtiyaçlarının diğer insanlardan farklı olduğunu ya da olabileceğini bu dönemde keşfederler. Dolayısıyla kendi varlıklarını ortaya koymak için büyük bir motivasyona sahip olurlar.
    Özgürlüğe ilk adım
    Bebekler, anne ve babalarının kendileri için oluşturduğu güvenli alana ihtiyaç duymaya devam ederler ancak diğer taraftan bağımsızlıklarını kazanmak için duydukları istek içten içe ciddi bir çatışma yaşamalarına neden olur. Bu dönemde toplumsal kurallara uygun şekilde yaşayacak sosyal becerileri yeterince gelişmediği için sıklıkla çevrelerindeki yetişkinleri zor durumda bırakacak şekilde hareket edebilirler. İsteklerinin anında yerine gelmesi hayati bir önem taşımaya başlar. Sahip oldukları oyuncak, oyun alanı, çikolata, şeker, giysi gibi şeyleri paylaşma konusunda çok isteksizdirler. Bu konularda herhangi bir engelle karşılaştıklarında ise kendi kişiliklerine bir saldırıyla karşı karşıya olduklarını hissederler. Bu tür durumlarda genellikle ortaya çıkan duygu öfke olur. Uzun süren ağlama krizleri yaşanabilir. Ya da yaşadıkları ortamı kendi istekleri doğrultusunda değiştirmek için sert inatlaşma ve güç savaşları yaşanabilir.Bu dönem, bebeklerinin istek ve ihtiyaçlarını olabildiğince eksiksiz karşılamak isteğinde olan ebeveynler için de çok zordur. Çocuklarının sonu gelmeyen isteklerini karşılamakta zorlandıkları, ağlama nöbetlerini engelleyemedikleri için kendilerini yetersiz görebilirler. Genellikle iyi bir  ana-baba olup olmadıkları konusunda ciddi kafa karışıklıkları yaşayabilirler. Zaman zaman öfkelerini kontrol etmekte zorlanabilir ve sürecin getirdiği yorgunlukla birlikte kendilerini çocuklarıyla çatışma yaşarken bulabilirler.
    Sizi örnek alır
    Yaşanan dönem ailedeki herkes için zorlayıcı olsa da endişe edilmesi için neden yoktur. 2 yaş krizi hemen her çocuğun benzer şekilde geçirdiği bir dönemdir ve geçicidir. Bu dönem çocuklarımızın sağlıklı bir gelişim gösterdiklerinin işaretidir. Çocuklarımız, dil gelişimi yeterli olgunluğa eriştiğinde duygu ve düşüncelerini daha rahat ifade edebilecektir. Dolayısıyla yaşadıkları engellenmeleri daha kolay aşabileceklerdir. Ayrıca, özellikle ilk ebeveynler de sürece daha rahat şekilde adapte olabileceği için kriz döneminin aşılması kolaylaşacaktır.
    “Bu dönemlerde -yemek yer misin çocuğum?- diye sorduğunuzda size -hayır yiyeceğim!- gibi bir cevap da verebilir. Huysuz kediler!”
    Çocuklarımız her tür öğrenme sürecinde en başta ebeveynlerini örnek alır. Bu nedenle bizim sözlerimizden çok davranışlarımız çocuklarımız üzerinde daha büyük bir etki taşır. Nasihat etme, bilgilendirme önemli olmakla birlikte davranışlarımız tarafından desteklenmediğinde etkisini büyük ölçüde kaybeder. 2 ve 8 yaş arası çocuklar oyun çocuğudurlar. Didaktik yönergelerden çok gösterip yaptırarak öğretmek yerinde olacaktır. Dolayısıyla 2-8 yaş döneminde ve diğer zamanlarda çocuklarımızla yaşadığımız sorunların çözümü konusunda davranışlarımız önemli bir yer tutar.
    Sakin kalmaya çalışın

    Ağlama veya öfke krizleri yaşadığı zaman sakin kalmayı başarmak birçok sorunun engellenmesine yardımcı olur. Çocuklarımız ebeveynlerinin zor zamanlarda bile sakin kaldıklarını gördüklerinde sorunlarını çözmek için bağırma, vurma gibi yıkıcı davranışlar sergilemek zorunda olmadıklarını fark eder. Yavaş yavaş olsa da karşısındaki kişiyi dinleme, empati kurma ve çözüme odaklanma gibi yapıcı davranışları kullanmayı tercih etmeye başlar.Cezalandırma yerine uzlaşmayı arayan bir ebeveyn sorunların çözümünde taraflardan birinin bedel ödemesi yerine her iki tarafın da kazançlı çıkabileceği yolların bulunabileceğini göstermiş olur. Bu nedenlerle çocuklarımızla kullandığımız iletişim dili çok önemli.İstekleri yerine gelmediği için öfkelenen ve zaman zaman saldırgan davranışlar gösterebilen çocuklarımızı sonuna kadar sakin bir şekilde dinlemek öncelikle çocuğumuzun kendini değerli hissetmesini sağlayacaktır. İçinde bulunduğumuz durumu, yani isteklerinin neden gerçekleşmediğini çocuklarımıza açıklamak çoğunlukla sorunların çözülmesi için yeterli olacaktır. Ayrıca gösterdiği tepki karşısında ne hissettiğimizi ifade etmek, onun da duygularını daha rahat ifade edebilmesine yardımcı olacaktır.
    Bazende hayır demelisiniz
    Çocuklarımızla kurduğumuz
    ilişkide kendi istek ve ihtiyaçlarımızı ortaya koymak ya da sınırlarımızı belirlemek küçük ev arkadaşlarımızla daha sıcak ve çatışmasız bir ilişki kurmamıza yardımcı olacaktır. Birçok ebeveyn çocuğuna hayır cevabını vermenin kendilerini kötü ebeveyn yaptığına inanır ve bu nedenle çocuklarının her isteğini yerine getirmeye çalışır. Bu, çok iyi niyetli bir çaba olmakla birlikte sürdürülebilir değildir. Çocuklarımızla birlikte uyumlu bir yaşam sürdürebilmemiz için kendi istek ve ihtiyaçlarımızı, olumlu ya da olumsuz duygu ve düşüncelerimizi ifade etmek hem bizde oluşabilecek birikimi önleyecek hem de iyi örnek olmamızı sağlayacaktır.
    Güzel zamanlar geçirin
     

    Sonuç yerine; 2 yaş döneminde yaşanan gelişimsel kriz, çocuklarımızın ilerleyen yaşlarda da karşılarına çıkacak olan pek çok geçiş döneminden biridir. Bu sürecin sağlıklı şekilde aşılabilmesi için çocuklarımızın en çok ihtiyaç duyacağı şey anne-babaların alacakları destektir. Bu nedenle yaşanan zorlukları çocuklarımızın olumsuz kişilik özellikleri gibi görmekten kaçınmak, sorundan çok çözüme odaklanmak hem çocuklarımızı hem bizleri rahatlatacak, uyumlu ve keyifli bir aile yaşantısının kapılarının açık kalmasını sağlayacaktır.
       8.yaşta görülen ve uzmanlarının erken ergenlik dönemi diye adlandırdıkları 'bunalım takılma' kriz hâlleri, 2 yaş problemleri ile doğrudan ilşkilidir. Anne ve babalara nacizane önerim: sabırlı olmaları ve çocukları ile gerirecekleri ortak zamanları daha kaliteli hale koymaları olacaktır.
    8.yaş krizlerinin kökenlerini 2 yaşlarında aradım.
    8.yaş krizlerinin kökenlerini 2 yaşlarında aradım.

    Annesi ile kızı..Analı-kızlı...

    6 Ağustos 2013 Salı

    İlkokul YOGAsı(6-9yaş arası)


    Öncelikle “ilkokul yogası” denilen şey ne yazık ki benim icadım değil. “Ben buldum, ben buldum!” diyor ya, beyin, Pınar Beyaz reklamında, bu şahane şeyi “ben buldum!” diyemiyorum. Sadece yoganın “okul Yogası” halini en az çocuk yogası kadar hatta belki azıcık daha fazla severek uyguladığımı söyleyebilirim.31 Mart 2013'te çok fazla araştırmadan Herhalde Türkiye'de sadece bizim yaptığımız bir etkinlik dedim. Demez olaydım. Emine örnek iki yıl evvel As Merkez'de benzerini eşofmanlarla yapmış. Bizim farkımız çalıştırıcımızda ve kostüm tasarımcımızda. Lâkin, lââkin benim kastım devlet okulları idi ki onda da varmış...


    Okul-sınıf (2-A) yogası dersleri vermeye başlamama İzmir’de yaşayan  yoga eğitmeni olan bir veli (Ayten TORUMCU) sebep oldu. Hiçbir dersini görmeme rağmen yapacağı çalışmaya kefil olup, ki o güne kadar çocuk-sınıf yogası derslerini ne görmüş, ne de denemişliğim vardı, kendi derslerini ayarlayıp önceleri perşembe, sonraları da çarşamba günlerinde haftada iki saat olmak üzere sınıfımızla etkinlik yapmaya başladık. (Daha önce Ayten Hanım'la Görükle Orkide Çiçekçiliğin sahibi müşterisi ve Gülten Hürriyet Özkan ile sabah gün doğuşunda Gölyazı'nın tepesinde  sabah yogası yapmıştım.)


    İki defa onu izleme şansım oldu. Ardından aldım sazı elime. Önceleri kaygılı ve tutuktum, bunu kabul ediyorum. Fakat dikkatimi kendimden, çocuklara ve ailelere kaydırınca inanılmaz gözlemler elde etmeye başladım. Her derse acaba bugün neler yaşanacak diye heyecanla gitmeye başladım. Aynı toplantıda (Semih'in annesi) Habibe Kahraman "şiddete karşı şiddetli bir konuşma yaptı. Oğuz Şahin (felsefe öğretmeni) masa topu örneğini verdi. Veli ve öğretmenin oyuncu, öğrencinin de 'top' olduğu o an için işime geldiği için onayladığım bir değerlendirme idi. Bu olay arkeoloji ve dinazorlara merak duyan Semih'i daha farklıgözlememe neden olacak...( 2012 Aralık ayında Semih için iki dinazor aldım....Masal'dan Semih'e düşmedi. Ancak Ankara MTA Müzesinden Semih için oyuncak alacağım.)
     
     
     
     
     



    Annelerin davranışları aklıma takılan pek çok soruya ayna tutuyordu. Tabii her birinin olumlu olduğunu söyleyemem. Yine de ne şans ki, ders ve sorular çok doyurucu cevaplara rastlıyordu.


    Çocuk serbest alan istiyordu! Yetişkin kendi düşünmek zorunda kalmadığı ama çocuğuyla planlayıp paylaşabileceği kaliteli bir zaman… Gerçekten kendi kurduğu bir oyunda olmak istiyordu çocuk. Eşit hak arayışındaydı. Boyu kısa ve küçük bir canlıydı ama daha az akıllı değildi! Ona yarım akıllıymışcasına davranan büyükler, yani bizlerdik yarım akıllı olan! Anne ile oğul (Gökberk)  ve ben bunu açıkca görüyorduk! Gözlem  One.


    Kıssadan hisse ben Sınıf Yogası derslerinde en çok eşit olmayı sevdim. Güçler dengesi var. Mesela ebeveynin dengesi mükemmelken, çocuğun esnekliği harika olabiliyor. Ebeveynde yüksek konsantrasyon, çocukta ise inanılmaz bir yaratıcılık oluyor. Ebeveynin dikkati, çocuğun cesareti karşısında büyüleniyor!


    Birlikte oynayarak , fazla ve eksik taraflarını birleştirip ekip olmayı deneyimliyorlar. Oyun kurmak ve oynamak ikisini o bir saat için gerçek anlamda eşit kılıyor. Patron yok. Kazanmak ve kaybetmek de yok. Her iki taraf da sabırlı ve nazik olmalı. Kurallar herkes için! Bu two.


    Anne ve baba da oyuncu olabilir ve hatta yerlerde yuvarlanabilir. Çocuklar bunu seyretmeyi çok seviyorlar. Ailelerinin de bir zamanlar çocuk olduğunu anlamak onları rahatlatıp, aralarındaki yıl farkını birkaç dakika için bile olsa yok edebiliyor. Bu da üç olsun.


    Google da aradığınızda hemen bulabileceğiniz faydalarını saymıyorum bile yoganın. Kaldı ki “sınıf yogası” hekimlikte, oyun terapilerinde kullanılan son derece birleştirici, empati için yardımcı bir deneyim.


    Hala merakınızı uyandıramadıysam, vallahi elimden bişi gelmezJ En iyisi ben gidip biraz daha oyuna katılayım da, bari benim içimdeki çocuk eğlenmekten ve bir zamanlar çocuk olmanın keyfini hatırlamaktan mahrum kalmasınJ

    Ahmet Ümit'in söyleşisi....

    <iframe src="https://skydrive.live.com/embed?cid=DDA1F939965F81C3&resid=DDA1F939965F81C3%21274&authkey=AAIDzcdvNU1Rg0Q" width="320" height="180" frameborder="0" scrolling="no
    "></iframe>
    Ülkemizin en ünlü polisiye roman yazarı Ahmet Ümit'in söyleşisi....

    Cevat ÇAPAN

    <iframe src="https://skydrive.live.com/embed?cid=DDA1F939965F81C3&resid=DDA1F939965F81C3%21266&authkey=ABQLRDTND_euJkA" width="320" height="180" frameborder="0" scrolling="no"></iframe>